27 Eylül’de Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin olması gereken yapısı hakkında tavsiyeleri sorulan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her şeyden önce ‘Dünya beşten büyüktür’ derken bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konu, 5 daimi üye ve onun yanında 15 geçici üye. Bu daimi üyeler, iki dudak arasında her kararı rahatlıkla verebiliyor. 15 geçici üyenin herhangi bir tesiri söz konusu değil. 5 daimi üye, şu an itibarıyla dünyayı yöneten ülkeler konumunda. Japonya, Çin, bizler, Almanya ve saire gibi üyelerin her ne kadar daimi üye olma teşebbüsü varsa da şu an itibarıyla herhangi bir tesirleri söz konusu değil. Türkiye olarak biz de daimi üye olmanın gayreti içindeyiz, ama şu ana kadar aldığımız bir netice yok; daimi üyelerin de bizleri daimi üye yapma gibi bir hesapları yok” dedi.
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Cumhuriyet gazetesindeki “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısı tartışmaları” başlıklı yazısında Erdoğan’ın isteğinin yerine getirilip getirilmeyeceğini yazdı.
ERDOĞAN’IN İKİ YANLIŞI
Erdoğan’ın “Basın mensuplarına ayaküstü söylediği sözlerde -aşağıda değinilecek- iki yanlış var” diyen Hikmet Sami Türk, şöyle devam etti:
“I. Dünya Savaşı ertesinde 26 Haziran 1945 günü San Francisco’da aralarında Türkiye de bulunan 51 devletin temsilcileri tarafından imzalanan Birleşmiş Milletler Antlaşması ile kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü, o dönemin devletlerarası güç dengelerini yansıtan yapısal özellikler taşır.
Antlaşmaya göre; “Genel kurul Birleşmiş Milletler’in bütün üyelerinden oluşur.” (m. 9). Güvenlik Konseyi ise “Birleşmiş Milletler’in 15 üyesinden oluşur. Çin Cumhuriyeti, Fransa, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Krallığı, Amerika Birleşik Devletleri, Güvenlik Konseyi’nin sürekli üyeleridir. Genel kurul, Birleşmiş Milletler üyelerinin uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki ve örgütün diğer amaçlarının sağlanmasındaki katkılarını, aynı zamanda hakça bir coğrafi dağılımı göz önünde tutarak Birleşmiş Milletler’in diğer on üyesini ‘Güvenlik Konseyi’nin sürekli olmayan üyeleri olarak seçer. Sürekli olmayan üyeler iki yıllık bir dönem için seçilirler.” (m. 23/1, 2 c. 1).
Görüldüğü gibi, “Güvenlik Konseyi”nin adlarıyla belirtilen 5 sürekli üyesi yanında; sürekli olmayan 10 üyesi vardır. Toplam üye sayısı 15’tir. “Güvenlik Konseyi”nde 15 geçici üye bulunmadığı gibi; Çin’in daimi üyelik girişimi de söz konusu değildir. Çin, başlangıçtan beri sürekli üyedir.
Antlaşmanın 5 sürekli üyeye tanıdığı yetkilerden en çok eleştirileni, her üyenin bir oy hakkına sahip olduğu “Güvenlik Konseyi”nin usul sorunlarına ilişkin kararları dokuz üyenin olumlu oyu ile alınırken diğer bütün konulardaki kararlarının sürekli üyelerin aynı yöndeki oyları dahil olmak üzere dokuz üyenin olumlu oyu ile alınabilmesidir (m. 27). Bu konularda tek bir sürekli üyenin olumsuz oyu, karar alınmasını engelleyebilmektedir. Olumsuz oy, uygulamada “veto” olarak adlandırılır.
BM ANTLAŞMASI’NDA DEĞİŞİKLİK GEREĞİ
Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan bu yana 79 yıl geçti. Aralarında Türkiye de bulunan 51 kurucu üye ile başlayan Birleşmiş Milletler’in üye sayısı günümüzde 193’e ulaştı. BM Antlaşması, günümüz koşullarında yeniden gözden geçirilmeli, “Güvenlik Konseyi”nde sürekli üyelik yeniden değerlendirilmeli, her durumda veto yetkisi kaldırılmalıdır. Birleşmiş Milletler’in işlerliği olan bir örgüt olarak çalışabilmesi buna bağlıdır. Türkiye veya başka bir devletin yeni sürekli üye olması da antlaşmanın 23. maddesinde değişiklik yapılmasını gerektirir.
BM Antlaşması’nda yapılacak değişiklikler için genel kurul üyelerinin üçte iki çoğunluğu aranmaktadır. Bu değişiklikler, “Güvenlik Konseyi”nin sürekli üyelerinin tümünü kapsamak üzere, Birleşmiş Milletler üyelerinin üçte ikisi tarafından her birinin anayasa kuralları gereğince onaylandığı zaman tüm Birleşmiş Milletler üyeleri için yürürlüğe girer (m.108).
Antlaşmanın gözden geçirilmesi amacıyla, genel kurulun üçte iki çoğunluğunun ve “Güvenlik Konseyi”nin herhangi dokuz üyesinin oylarıyla saptanacak yer ve tarihte Birleşmiş Milletler üyelerinin katılımıyla bir genel konferans düzenlenebilir. Böyle bir konferansta her üyenin bir oyu olacaktır. Üçte iki çoğunluk tarafından tavsiye edilecek her değişiklik, “Güvenlik Konseyi”nin sürekli üyelerinin tümünü kapsamak üzere, Birleşmiş Milletler üyelerinin üçte ikisi tarafından her birinin anayasa kuralları gereğince onaylandığında geçerlik kazanacaktır (m.109/1-2).