İran, İsrail’in Nükleer Altyapısı ve Savunma Kapasitesine Dair Kritik Belgeleri Ele Geçirdi
Devlet televizyonuna konuşan Hatip, belgelerin İsrail’in nükleer altyapısına, Batı ülkeleriyle ilişkilerine ve savunma kapasitelerine dair kritik bilgiler içerdiğini vurguladı.
Hatip, “Bu belgeler, İran’ın saldırı kapasitesini güçlendirecek gerçek bir hazine,” diyerek söz konusu verilerin ciddi güvenlik protokolleri eşliğinde İran’a ulaştırıldığını belirtti. Belgelerin sayısına dair net bir rakam vermemekle birlikte, “Binlerce belge demek yetersiz kalır,” şeklinde konuştu.
İran devlet medyası, belgelerin İran istihbarat kurumları tarafından yürütülen uzun soluklu bir operasyon sonucu ele geçirildiğini duyurdu. Ancak belgelerin İsrail’in hangi kurumu veya sisteminden sızdırıldığına dair detay verilmedi.
İsrail, Belgeler Karşısında Sessizliğini Koruyor
İsrail hükümeti henüz resmi bir açıklama yapmazken, ülkenin bu potansiyel bilgi sızıntısının geçtiğimiz yıl bir nükleer araştırma merkezine yapılan siber saldırıyla bağlantılı olup olmadığı belirsizliğini sürdürüyor.
Geçtiğimiz yıl İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mossad ajanlarının Tahran’da gizli bir nükleer arşiv ele geçirdiğini duyurmuştu. Netanyahu, o dönemde, İran’ın kamuoyuna açıkladığından çok daha ileri seviyede nükleer faaliyet yürüttüğünü iddia etmişti.
ABD ve İran Arasındaki Gerilim Artıyor
İran’ın İsrail’in nükleer programına dair elde ettiği belgeler, Batı ile süren gerilimi tekrar gündeme getirdi. ABD eski Başkanı Donald Trump, görev süresi içinde İran’ın anlaşmaya yanaşmaması halinde askeri seçenekleri değerlendireceğini belirtmişti. Ancak sonrasında İsrail’in Tahran’a yönelik saldırı planlarını durdurduğu iddia edilmişti.
Geçtiğimiz haçta ise İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden taviz vermeyeceklerini vurgulamış ve bunun ülkenin ulusal çıkarlarına “yüzde 100 aykırı” olduğunu belirtmişti.
Uzmanlar, İran’ın elindeki belgeleri açıklamasının sadece İsrail’i değil, Batı ülkeleriyle yürütülen diplomatik süreci de etkileyebileceği uyarısında bulunuyor. Belgelerin içeriği ve doğruluğu kadar, açıklanma biçimi de önümüzdeki haçtalarda bölgedeki tansiyonu doğrudan etkileyebilecek faktörlerden biri olacak.